Pet Şişelerdeki Su Kanser Yapar Mı?


Sıcakta, arabada bırakılan pet şişelerdeki su içilecek olursa, kanser olunur. Özellikle de meme kanseri ihtimali artar. Son zamanlardaki kanser vakalarındaki artışın sebebi pet şişeler içerisinde bekletilen suların, 2 haftadan uzun bir sürede plastiğin çözünmesi sonucu suyu
Pet Şişelerdeki Su Kanser Yapar Mı?

İddia

Sıcakta, arabada bırakılan pet şişelerdeki su içilecek olursa, kanser olunur. Özellikle de meme kanseri ihtimali artar. Son zamanlardaki kanser vakalarındaki artışın sebebi pet şişeler içerisinde bekletilen suların, 2 haftadan uzun bir sürede plastiğin çözünmesi sonucu suyu kanserojen hale getirmesidir. Eğer pet şişe içerisinde suyu donduracak olursanız, sonradan çözdüğünüz bu suyu içtiğinizde kanser olma riskiniz artar. Ayrıca pet şişelerdeki suyun tekrar tekrar kullanılması kansere yol açar. Pet şişe içerisindeki veya plastik filmlerle çevrili suyu veya yiyecekleri mikrodalga fırında ısıtacak olursanız kanser olursunuz.

Gerçek mi?

Sahte

Gerçek Ne?

Plastik şişelerin içerisinde saklanan suların ısıtma veya soğutma sonrasında içilmesiyle, herhangi bir kanser türü arasında bugüne kadar ikna edici ve dikkate değer herhangi bir ilişki kurulamamıştır.

İddianın Kökeni

İlk olarak 2002 yılında yayılmaya başlayan bu mit, pet şişelerin içerisinde diyoksinlerin bulunduğu ve bunların, ısıtma ve soğutma sonucunda suya karışarak kansere neden olduğu şeklindedir. Mitin kaynağının Idaho Üniversitesi tarafından yayınlanan bir yüksek lisans tezinin yanlış anlaşılmış bir cümlesi olduğu düşünülmektedir. Sonradan, TCDD isimli bir diyoksin haricinde, diyoksinlerin kanserle ilişkisi olmadığı anlaşılınca, 2005 senesinde aynı mit, bu defa suçluyu BFA isimli bir diğer kimyasal olarak göstermek suretiyle yeniden yayılmıştır. Bu tarz iddialara özellikle yaz aylarında rastlamak mümkündür.

Bu tarz mitler genellikle e-posta aracılığıyla yayılmaktadır. Bu mitin yayımına sebep olan sahtekarlar da, hazırladıkları e-posta zincirinde, iddialarını bilimselmiş gibi sunmak adına Dünya'nın 1 numaralı tıp fakültesi olarak kabul edilen Johns Hopkins Üniversitesi'ni kaynak göstermektedirler. Üniversite, 24 Haziran 2004 ve 15 Ocak 2008 tarihinde kendi internet siteleri üzerinden, dolaşan bu e-postaların kendileriyle hiçbir alakası olmadığını ve bilimsel olarak tamamen geçersiz olduklarını ilan etmiştir. Benzer şekilde, Dünya'nın en yetkin tıp kurumlarından Mayo Clinic ve Amerikan Kanser Cemiyeti de bu iddiaların saçma ve geçersiz olduğunu bildirmiştir.

Bilgiler

Neredeyse tüm ülkelerde, yiyecek ve içecek unsurlarına temas eden her türlü kimyasalın detaylı ve karmaşık testlerden geçirilmesi zorunlu tutulmaktadır. Bu testlerin hiçbirinde, pet şişelerin karsinojen etkisi ortaya çıkarılamamıştır. Örneğin Kanada Kanser Cemiyeti, konuyla ilgili şu açıklamayı yapmaktadır:

 

Donmuş veya aşırı ısınmış şişelerden su içmek, sizin kanser riskinizi arttırmamaktadır. Bazı insanlar dioksinler adı verilen ve oldukça kanserojen olan bir kimyasal grubunun, ısınan veya aşırı soğuyan şişelerden suya sızdığı konusunda endişe etmektedir. Su şişelerinde dioksinlerin varlığını gösteren hiçbir araştırma bulunmamaktadır.

Dietilheksil Adipat (DEHA)

İddianın bir versiyonunda, pet şişelerden suya karışanın dietilheksil adipat (DEHA) isimli bir kimyasal olduğu iddia edilmektedir. Potansiyel olarak kanserojen olan bu kimyasalın pet şişe yapımında kullanıldığını gösteren hiçbir bulgu bulunmamaktadır. ABD Kanser Cemiyeti, bu konuyla ilgili şunu açıklamaktadır:

Bu iddiayı yayan e-postalar, bir lisans öğrencisinin tezine dayanmaktadır. DEHA, su şişelerinin yapımında kullanılan bir kimyasal değildir. Eğer öyle olsaydı bile, ABD Çevre Koruma Ajansı (EPA), bu kimyasal ile ilgili olarak "kansere, teratojenik etkilere, immünotoksisiteye, nörotoksisiteye, genmutasyonlarına; karaciğer, böbrek, üreme ve gelişimsel toksisiteye veya diğer kronik ve tersinmez sağlık etkilerine sebep olacağına dair kuşku duymak için herhangi makul bir neden bulunmuyor" demektedir.

Bisfenol A (BPA)

Kansere yol açtığı iddia edilen bir diğer kimyasal ise "bisfenol A" (BPA) kimyasalıdır. Bu kimyasalın insanlar üzerindeki etkisi net olarak bilinmemektedir; ancak hayvan çalışmalarında düşük akuttoksisiteye sahip olduğu ve teratojen, yani embriyolojik gelişimi olumsuz etkileyebilecek yapıda olabileceği gösterilmiştir. BPA'nın dikkate değer etkileri ancak aşırı yüksek dozlarda gözlenebilmektedir.

Bu kimyasalın suya veya yemeklere karışabilmesi için su veya besin kaynaklarının BPA içerikli kimyasallara bulaşması gerekmektedir. Dahası, BPA, havada da çözünmüş halde bulunabilen bir kimyasaldır; yani sadece su şişelerine yönelik bu tarz bir korku beslemek anlamlı değildir. Yapılan çalışmalar, BPA'nın kanserojen etkiye sahip olduğunu göstermemektedir. Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı (IARC) ve Ulusal Toksikoloji Programı (NTP), BPA'yı kanserojen olarak sınıflandırmamaktadır. ABD'nin Hastalık Kontrol Merkezi (CDC), BPA'nın mutajen olmadığını ve muhtemelen kanserojen herhangi bir etkisi olmadığını belirtmektedir.

 

Bu kimyasalın tehdit unsuru olabileceği en yaygın durum, üretim sırasında bir hata oluşmasıdır. Bu durumda, üretilen şişelerde normalden fazla BPA görülebilmektedir. Bu da, yetişkinlerde değil ama yavrularda olumsuz etkilere neden olabilmektedir. Bu nedenle bazı ülkelerde bu hataları göz ardı etmemek adına, besin unsurlarının saklanacağı kaplarda BPA'nın kullanımı yasaklanmıştır. Ülkemizde de, 10 Haziran 2011'den beridir BPA'nın biberonlarda kullanımı yasaktır.

PET Şişeler ve Kanser

İddia edildiğinin aksine, PET kimyasalının kendisinin de hiçbir kanserojen etkisi bulunmamaktadır. Hatta bu kimyasal, o kadar iyi çalışılmış ve biyolojik olarak etkisiz olduğu o kadar net bilinmektedir ki, birçok hayvan ve insan çalışmasında kullanılan alet, bu kimyasaldan üretilmektedir ve on yıllardır kullanılmaktadır. Üstelik, PET'in meme kanserine neden olma sebebi olarak ileri sürülen östrojen ya da östrojen-benzeri bir faaliyeti hiçbir araştırmada keşfedilememiştir. Bu etki, BPA için geçerlidir ve kimi zaman PET şişeleri de suçlamak için kullanılmaktadır.

PET'in kimyasal olarak deforme olması için gereken sıcaklıklar 150 santigrat derecenin üzerindedir (250 derece civarında da tamamen erir). Ne arabada bıraktığınız pet şişeler, ne de mikrodalga fırında ısıtacaklarınız bu sıcaklığın yakınına bile erişebilir. Zaten bu sıcaklıklara ulaştıracak olsanız bile, çoktan içindeki su buharlaşacak ve tüketemeyeceğiniz bir hal alacaktır. Dolayısıyla mit, en başından bilimsel olarak çökmektedir, zira bu kimyasalların deformasyonu için gerekli olan sıcaklıklar, suyun buharlaşacağı sıcaklığın çok üzerindedir. Hong Kong Besin Sağlığı Merkezi şöyle söylüyor:

PET kullanımında, iddia edilenin aksine, DEHP veya DEHA gibi kimyasalların kullanılması gerekmemektedir. Dolayısıyla bu iddia temelsizdir. Dahası, IARC, DEHA'nın insanlar için karsinojen olamayacağını belirtmektedir (yani Grup-3 altında kategorize etmektedir). DEHP ise sadece karsinojen olma ihtimali bulunan Grup-2B kimyasallar arasındadır. Son olarak, PET şişelerde dioksinlerin bulunduğuna dair hiçbir makul bilimsel veri bulunmamaktadır. Zaten dioksinler donma sıcaklığında oluşamamaktadır.

Johns Hopkins Baltimore Halk Sağlığı Okulu'ndan Dr. Rolf Halden, sularımızdaki mikrobik etkenlerin, karsinojen etkenlerden binlerce kat daha risk taşıdığını ifade etmektedir. Her ne kadar bu bakterilerin kanserle alakası olmasa da, yine de tükettiğimiz suların temizliğinden emin olmamız gerektiğini hatırlatmaktadır. Bu bakteriler, kansere neden olmasalar bile birçok değişik ve ölümcül olabilen hastalığa neden olabilmektedir.

Tavsiyelerimiz

Plastik şişelerden su içecekler için genel olarak şu tavsiyelerde bulunabiliriz:

  1. Şişenin hasar görmediğinden emin olunuz. Hasar görmüş şişeler içine, şişe üretimindeki kimyasal maddeler daha çok sızabilecektir.
  2. Şişeleri iyice temizleyiniz ve tekrar kullanmayı düşünüyorsanız içlerinin tamamen kurutulduğundan emin olunuz. Genel olarak PET şişelerin yeniden kullanılmasını tavsiye etmemekteyiz. 
  3. Bir şişeyi doldurmadan önce, ellerinizi mutlaka sabunlu suyla iyice yıkayınız. Şişelerde saklanan sıvılarla ilgili en büyük sorun, kanserojen etkilerden ziyade, sıvılar içinde çoğalabilecek bakteri ve mantarlardır.
  4. Aynı şişe içinde birden fazla farklı sıvı bulundurmayınız. Yani bir şişeyi "su şişesi" olarak kullanıyorsanız, aynı şişeyi kola içmek için kullanmayınız.
  5. Şişelere koyduğunuz sıvıların soğuk olduğundan emin olunuz. Şişe içindeki suyun ısınması çok büyük problem olmasa da, şişenin kendisi soğukken içine birden sıcak sıvı konulması, plastiği aşındırarak sıvıya karışmasına neden olabilir. PET şişeler sıcak sıvıları barındırmak için uygun değildir.
  6. Eğer şişe üzerine "Güneş altında bırakmayınız." gibi bir ibare bulunuyorsa, bu yönergeyi mutlaka takip ediniz.
  7. Şişenizi başka insanlarla paylaşmayınız. Tükürük paylaşımı, birçok hastalığın önünü açacaktır.

Kaynak 1

Tepkileriniz Nedir?

like
0
dislike
0
love
0
funny
0
angry
0
sad
0
wow
0

Bir Yorum Yaz



Bu site çerez kullanıyor. Siteye göz atmaya devam ederek çerezleri kullanmamızı kabul etmiş oluyorsunuz. Şartlar ve Koşullar