Bitişiyle Yumruk Etkisi Yaratabilecek, En İyi Final Sahnelerine Sahip Olan Filmler


Bazı filmler akışı ve hikayesinden çok muhteşem finalleriyle akılda kalıyor. İşte onlardan bazıları.
Bitişiyle Yumruk Etkisi Yaratabilecek, En İyi Final Sahnelerine Sahip Olan Filmler

Oldeuboi / İhtiyar Delikanlı (2003)

sonunu tahmin ettirmeme başarısını yakalayan süper bi film olmuş. öyle iyi bi kurgu yapılmış ki, yoksa sonunda böyle mi olacak şüphesinin başladığı yerde gelişen olaylarla yok öyle değilmiş düşünceleri geçiyor insanın aklında ve hiç tahmin edilmeyen sonla insanı olduğu yerde donduruyor bu film.

El Secreto de sus ojos / Gözlerindeki Sır (2009)

kült olmaya aday nefis bir juan josé campanella filmi. fonda arjantin cuntası, önde bir adliye görevlisi. 30 sene önce işlenen bir tecavüz ve cinayet olayının üzerine gidiyor. gerek teknik, gerek anlatım, gerekse anlatılan açısından bazı anlarda soluk kesen bir film. bolca varoluşçu sorgulamalara da imza atıyor, sıkmadan daraltmadan.

The Shutter Island (2010)

her bokun sonunu bilen babamla izlerken keyif aldım. çünkü bilemedi. ve sonunda "hassiktir!.." dedi. ağladık beraber. ama çaktırmadık birbirimize. çok duygusalız.

The Usual Suspects (1995)

değişik bir tat bırakır ağızlarda. hiç bu kadar iddialı konuşabileceğimi tahmin etmezdim ama seyretmeyenler için gerçekten büyük bir kayıptır. izlenilen filmde kötü adamı oynayan adam sevilmez, lanetlenir genelde. ama bu kötü adam başkadır, hayranlık uyandırır. uzun süre kötü adam olasım geldi, o derece bir hayranlık...

The Skeleton Key (2005)

filmin kendisi pek güzel sayılmaz, korku filmi kategorisinde olmasına rağmen eminim hiç korkutmaz fakat filmin sonu gerçekten güzel, bildiğin ters köşe. sırf sonu için izlenir.

Se7en (1995)

filmin konusunun ve kurgusunun müthişliği bir yana en son sahnede inanılmaz kötü hissediyorum. empati seviyem tavan yapıyor. hakikatten dayanılmaz bir acı.

Incendies (2010)

kanada yapımı, oscar adayı muhteşem film. vasiyetinde çocuklarına memleketi lübnan'a dönüp abileriyle babalarını bulmalarını isteyen bir kadının gençliğinde yaşadığı sancılı yıllar ve çocuklarının bu geçmişle yüzleşmelerini konu alıyor. başından sonuna kadar seyirciyi perdeye kitleyen, iliklere işleyen bir öykü...

American Beauty (1999)

adına (amerikan güzeli) karşı duyduğum garip antipatiden ötürü düne kadar izlememiş olduğum ve eh bi bakalım bari nasıl birşeymiş modunda başına oturmamla birlikte filmin bitimini müteakip "ah ben ne etmişim bu zamana değin" diyerek kendime kızdığım, her yönüyle muhteşem bir film.

Faa yeung nin wa / In the Mood for Love (2000)

artık güzelliğinden değil, bu seyredişte bakalım nasıl dibe vurduracak diye tekrar tekrar seyredilen film. önceden bıçak gibi saplanan sahneleri sonradan sinek ısırığına devşirir, gülümsetenler ağlatır, es geçilen detaylar farkedilir, o yol sadece böyle mi kesişir diye kahrolunur. in the mood for love for moodys seansları düzenlenir. 

The Game (1997)

izlediğim en müthiş kurguya ve senaryoya sahip film. ayrıca michael douglas'ı sevmezdim ama bu filmden sonra saygı duydum. yalnızca ilk 15 dakikası kapatmayı düşündürtecek kadar sıkıcı ve sakin, lakin ondan sonra film bir akmaya başlıyor...

imkanı yok sonunu tahmin edemezsiniz. zaten senaryo bir öyle bir böyle 4-5 defa belinizi kırıyor, sizi şaşırtıyor... 10 üzerinden 10.

The Prestige (2006)

gün itibariyle aklımı çıkarmış filmdir. film sonrası filmi izleyen 4 kişinin aynı dilde konuşamamasına sebep olmuştur. en azından sadece, yıllar boyunca geri planda bırakılmış tesla'nın şerefi için bile saygı duyulmalı bu filme. christopher nolan da yönetmenlik kariyerine son verip hayatının sonuna kadar yan gelip yatabilir artık, zira bunu bir kendini gerçekleştirme kanıtı olarak görüyorum onun için.

The Mist (2007)

stephen king, hikayenin frank darabont tarafından sinemaya uyarlanan versiyonunu izlerken gerçekten korktuğunu söylemiştir. bence bu, uyarlamanın başarılı olduğunu göstermek için yeterli. dahası var:

kitabın ve filmin sonunun birbirinden farklı olduğunu biliyoruz. stephen king, filmin sonunu muhteşem bulduğunu ve kitabı yazarken aklına bu son gelmiş olsaydı kitabı kesinlikle bu sonla bitireceğini de eklemiştir.

Kaynak 1

Tepkileriniz Nedir?

like
1
dislike
0
love
0
funny
1
angry
0
sad
0
wow
0

Bir Yorum Yaz



Bu site çerez kullanıyor. Siteye göz atmaya devam ederek çerezleri kullanmamızı kabul etmiş oluyorsunuz. Şartlar ve Koşullar